Emma

“İnsanların doğrularını açık ederken her şeyi olduğu gibi ortaya döktüklerine çok ama çok nadir rastlanır. Anlatılan gerçeklerin az da olsa gizli saklı bir yanının kalmadığı ya da çarpıtılmadığı pek görüldük şey değildir.” Jane Austen’ın 1815’te tamamladığı dördüncü romanı Emma 19. yüzyıl İngiltere’sinde hayali Highbury kasabasında geçer. “Güzel, akıllı ve varlıklı” Emma’nın ana meşgalesi çöpçatanlık ve başkalarının işlerine karışmaktır. Emma’nın yanlış değerlendirmeleri ve yönlendirmeleriyle dolu eğlenceli olaylar silsilesinde Jane Austen, evlilik kurumunu ve sosyal statüyü hicveder. YAZAR HAKKINDA Jane Austen, 16 Aralık 1775’te, Steventon, Hampshire’da doğdu. Bir köy papazının yedinci çocuğuydu. 1783-85 yılları arasında ablası ve sırdaşı Cassandra ile Oxford’da öğrenim gördü. 1787’de ilk romanını yazmaya başladı. 1795’te Akıl ve Tutku’yu yazdı. 1797’de kendisini ölümünden sonra dünya çapında üne kavuşturacak Gurur ve Önyargı’yı tamamladı ama roman yayıncılar tarafından reddedildi. Akıl ve Tutku “Bir Kadın” imzasıyla 1811’de, Gurur ve Önyargı 1813’te, Mansfield Park ise 1814’te yayımlanabildi. 18 Temmuz 1817 tarihinde o zamanlar tanısı konulamayan bir hastalıktan dolayı hayata gözlerini kapadı. Asıl şöhretine öldükten sonra kavuştu. İkna ve Northanger Manastırı adlı romanları ölümünden sonra yayımlandı. 19. yüzyıldan bu yana okurların, son dönemde de televizyon ve sinema dünyasının gözdesi. Eserleri neredeyse tüm dünya dillerine çevrildi. Daha az bilinen kısa romanları Lady Susan, Love and Friendship (Aşk ve Dostluk); daha gençken yazdığı hikâyeler ve bitmemiş iki romanı The Watsons ve Sanditon son senelerde gün ışığına çıkarıldı. Jane Austen hiç evlenmedi, 42 yıllık hayatını, eviçi hayata, kadınlara, evliliğe dair olağanüstü keskin gözlemleriyle yazdığı romanlarına adadı. Austen, geleneksel ekonomik evliliğin alternatifi olarak, akıl ve sağduyuyla inşa edilen modern evliliği yazdı.